1-Abi, bu kadar zengin bir dagarcigi aslinda bir kac albumde sunabilirdin. Ama isin basina gecmisken hepsi bir solukta ciksin mi istedin?
– Kesinlikle hayır. Benim bu konudaki ölçütüm ”henüz vaktimiz varken” tümcesiyle açıklanabilir. Eğer sandığım ağzına dek doluysa ve cd teknolojisi 80 dakikalık müziğe izin veriyorsa bundan niçin kaçınayım diye düşündüm. Yani anlayacağın ”Sandığımdan Rumeli Türküleri” 5’li 10’lu bir seri bile olabilir ( olmaz ya) . özellikle geleneksel müzik alanında uzun dopdolu albümler her zaman hoşuma gitmiştir. Bir de Kalan Müzik ile çalışmanın avantajı var. Sevgili Hasan Saltık bana gölge etmez:)))
2-Bu repertuvarin iki tek attik simdi hadi Vardar Ovasi soyleyelim algisini degistirecegi kesin. Rumeli Turkuleri icin daha gercek, dogru ve guncel bir algi yaratmak gibi bir misyonu var mi bu albumun?
-Bu güne dek benim imzam bulunan geleneksel müzik albümlerinde sözünü ettiğin yeni bir algı yaratma çabası her zaman başat olmuştur. Rumeli türküleri alanındaki iki temel sorun beni baştan beri rahatsız etmiştir. İlki, Rumeli türkülerinin Atatürk’ün sevdiği türkülere indirgenmesi, ikincisi de bu alandaki ciddi kıraçlık ve 80’lerden sonra Rumeli türkülerinin icrasında kendini gösteren ciddi bozulma ve kirliliktir. Benim ki olanaklarımız ve yeteneklerimiz çerçevesinde eski icraları unutmadan ve hayal ederek yeni bir seçenek oluşturma gayretidir.
3-Sandiktan en cok Bulgaristan cikmasini nasil aciklarsin?
-Gayet basit: elimdeki materyalleri bu çalışmaya orantılı olarak yaymak istedim. Elimde en çok Bulgaristan’dan türkü vardı aynı zamanda da bu Sofya Radyosunun Balkanların hiçbir yerinde olmadığı kadar fazla sayıda türküyü kayıt altına almasından kaynaklanıyor. Makedonya, Prizren ve Romanya da durum daha karışık, herşey bölük pörçük ve belli bir sisteme oturtulmamış. Türkü toplamada dernekler ve kişisel çabalardan öte devletlerin azınlık kültürlerini koruma adına fazla bir çabası olmamış. Ama bu ileride yanlızca Makedonya , Prizren ve Romanya’dan türküler içeren çalışmalar yapamayacağımız anlamına da gelmez.
4-Rumeli turkulerini etnomuzikolojik acidan birbirinden ayiran kriterler var mi peki? Yugoslav kokenli olanlar soyle, Kosova kaynaklilar boyle, efendime soyleyeyim Makedonyadakilerde filanca gibi? Bir de Rumeli turkulerini sound olarak nasil formule edersin? Hakim olan sazlar, ritm ve melodi?
-Tabi ki böyle bir sınıflama rahatlıkla yapılabilir. Bu farklı bölgelerde zaman içinde farklı icra tarzları ortaya çıkmıştır. Bu farklılığın temelinde balkan devletlerinin uyguladığı sanat ve azınlık politikalarının da etkisi vardır. Ayrıca makamsal ve ritmik açıdan da bölgeler farklılık gösterir. Tabi şive farkları da oldukça önemli. Bulgaristan türkülerinde 9/8 lik, 9/16’lık, 7/8 ‘lik , 6/8’lik ve 5/8’lik ölçüler birbirine yakın derecede baskındır. Bir de Türkiye’den çok fazla türkü ya aynı sözlerle ya da başka sözlerle uyarlanmıştır. Makam çeşitliliği de oldukça fazladır. Makedonya’da en temel ritim 7/8’lik en temel makamlarsa rast ve uşşaktır. Prizren kendine özgü şivesiyle dikkat çeker, genellikle türküler 7/16’lık ritimle icra edilir. Zeybek ritmini anımsatan 9/4’lük örneklere de rastlanır. Romanya’da bugün Türk müziği icrası yapan müzisyen çok az sayıdadır. Repertuarı klasik Rumeli şehir şarkıları ( albümden örnek verecek olursak ”Gemi de Yelken Açmaz mı” gibi) ve gayet az miktarda saptanabilmiş yerel örnekler içerir. Kimi türküler Romanya Tatarlarının repertuarlarından Türklere geçmiştir. Bütün balkan coğrafyasında başta saz ya da tambura olmak üzere klarinet, keman, akordeon birincil önem taşıyan çalgılardır. Tabi ince saz ya da ince çalgı olarak nitelendirilen ve ağırlıklı olarak yanlızca rumeli şehir şarkıları icra eden saz heyetlerini de eklemeliyim. Bu topluluklarda darbuka ya da daire, keman, kanun , ud,, son dönemde klarinet ve cümbüş yer alabilir.Anadoluda da olduğu gibi köylerde düğünlere kaçınılmaz olarak davul zurna eşlik eder. Davullar ve zurnalar düğün sahibinin ekonomik durumuna göre en az ikişer tane olmak üzere değişiklik gösterir.
5-Isin produksiyon kadrosu bir yana, cok genis bir muzisyen kadrosu var. Bu ekibi yaklasim ve takvim acisindan nasil bir araya getirdin?
Bu benim çalışmalarım için yeni birşey değil. Bütüm çalışmalarımda geleneksel müziğin gerektirdiği minimal müzik yaklaşımımı korumakla birlikte işinin ehli müzisyen ve şarkıcılardan katkı almak her zaman başvurduğum bir yol. Önce türküyü düşünürüm, vazgeçilmez çalgıları belirlerim onun üzerine de duymak istediğim ek bir çalgı varsa onu icra eden uygun bir müzisyen arkadaşımla bağlantı kurarım. Her zaman yapıcı ve olumlu yaklaşımlarıyla gelip renklerini türküye katarlar. Burada konuk şarkıcı olarak Tuba Özatalay ve İlkay Erdem’in yerine başka bir seçenek düşünemiyorum. Seçtiğm her konuk müzisyen alfabetik sırayla Erdem Şentürk, Erdem Şimşek, Erkan Kanat, Göksel Baktagir, Rahmi Göçmen, Sumru Ağıryürüyen, Umut Sel çaldıkları türkülere eşsiz katkı sağladılar. Hepsi sağolsun varolsun.
6-Bunun bir onemi yok ama orneklemek adina sorucam, bildigim kadariyla benim koklerim Rumeliye dayanmiyor ama bu kaydi dinleyince agliyorsam bu duyguyu yaratan nedir?
– Çok basit yanıtlayayım. Bu duyguyu yaratan şey kalp taşımaktır. Açık olmak, dünyalı olmak, duyguların bombardımanından korkmamaktır. Daha ne diyeyim:))
7-Balkan Yolculugu kulliyatina baktigimizda cokkulturlu, cok dilli o albumleri bugun kosullarinda yapmak sence ne kadar mumkundu? Daha 2000lerin basinda Tuna’nin Beri Yaninda caldigin bir turkunun dava konusunu oldugunu hatirlayinca ne kadar gerilemis olabiliriz?
– Kendi özelimde o davayı bir uç durum olarak görüyorum. Dünyanın ve ülkemizin sürüklenmekte olduğu uçuruma karşın artık merkeziyetçilik eski gücünde değil. O albümleri bugün de yapardık. Hem de daha olgunlaşmış konusunu daha iyi kavramış müzisyenler olarak daha da iyisini yapardık. Çünkü globalleşme bir yandan kitleleri tek tipleştirirken öte yandan kimi olanaklıları ve şanslıları daha özgür kılıyor.
8-Kitapcikta dedigin gibi albumu kaydetmeye basladiginizdan bugune yasananlar cok acayip. Bu albume bugun baslasaydin degisen birseyler olur muydu?
– Belki de hiç başlayamazdık. Yeni bir çalışmaya başlarken güce ve yoğun bir konsantrasyona ihtiyacınız olur. Bugün de bu gücü toplamakta epey zorlanırdım diye düşünüyorum. Kayıtlar 2015 Şubatında başladı. o günlerde henüz daha güzel günler için hayal kurabiliyorduk. Oysa Haziran’dan sonra işler değişti. Sabah uyanıyorsunuz bir vuruşta 100 kişinin öldüğünü duyuyorsunuz ardından kalkıp stüdyoya gidiyorsunuz . Çalın çalabilirseniz… Ama hep dediğim gibi ” Müzikle barış kardeştir” . Hep susmamamız ve işimizi yapmamız gerektiğine inandım koşullar ne olursa olsun.
9-Yazinin Dunya Baris Gunu tarihli olmasi tesaduf mu?
– Evet. Çok hoş bir tesadüf. Bunu yazıyı bitirdiğimde fark ettim. Ve bu hesap edilmemiş güzellik beni çok mutlu etti.
10-Herhalde butun Balkanlarda karis karis calarsiniz albumu. Turkiye’de ne yogunlukta calarsiniz?
:))) onu aldığımız çağrılar belirleyecek. Paraguay dahil nereye çağrılırsak gider çalarız:)) Şaka bir yana öncelikle 23 Şubat Prşembe günü saat 20’de aynı zamanda personeli olduğum Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş Kampüsü B konferans salonunda albümümüzün tanıtım konserini yapacağız. 13 Mayıs da Ankara’da yineleyeceğiz. Konser davetlerine açığız:))
11-Bu turkulerin sozlerindeki naiflige bakinca gunumuz meseleleri ve bunlari ifade edis sekillerine gore ne tarafa denk gelir?
– Galiba iki sözcükle yanıt vermek yerinde olacak.:” basit güzeldir”
12. 20 yıllık Balkan Yolculuğu macerasında hayatından çok müzisyen gelip geçtiğini biliyorum. Bugünkü yol arkadaşların için neler söylersin.
– Evlatlarla 7 yıldır çalışıyorum:)) İki temel öge, sevgi ve saygı istemediğiniz kadar bol bizde:)) Boy sırasıyla Selda Koçak Uzuntaş ve Şule Kocaman Saraç sesleriyle; Sakip Songelen de klarinet ve alto saksafonuyla omuz başımda emre amade duruyorlar:)) Bu albümde yer almasalar da sahnede yanı başımda olan iki vurmalı çalgılar ustası Alp Kaya ve Demir Hüseyin Yavaşca evlatları da unutmamak gerekir. Sağ olsunlar var olsunlar…
13. Son olarak eklemek istediğin birşeyler var mı abi?
-Söyleşilerde son sorular ve son yanıtlar değişmez, böylesi çok doğrudur da. Öncelikle dinleyicimize sonra da albüme katkı sağlayan müzisyeninden cd paketleyicisine kadar emeği geçen herkese tüm içtenliğimle teşekkür ederim. Ve uzun süredir unuttuğum, soruları keyifle yanıtlama mutluluğunu bana yeniden yaşatan sana…