CUMHURİYETDERGİ Ege ve Balkan müziğinden, Sevdalı Kıyılar” ve “Kumpanya Ketencoğlu”ndan tanıdığımız Muammer Ketencoğlu, yeni albümü “Karanfilin Moruna” ile bizi “daha çok aşk temalı, şehir kokusu olan” zeybeklerle buluşturdu. Ketencoğlu, “Öncelikle halklann değil coğrafyalann müziği olduğuna inanıyorum. Dil ve din öğeleri, müziğe, tabii ki pek çok değişken ekliyor, ama dilden önce yöre” diyor… malarımlatanıdılar. Bunakarşınözellikle Ege ve Trakya folkloruyla hiçbir zaman bağlantımı koparmadım. Uzun biraraştırma sürecinden sonra hem çalgıma hem de sesime en uygun şarkılan seçip bir zeybek albümü noktasına geldim. Çalgıma uygun deditn; bu çok önemli. Çünkü, akordeon zeybek geleneğinde olmayan bir çalgı. Zeybek havalarını akordeonla ilkbençalmışoldum. TRT Repertuvarı, annemden duyup hatırladığim zeybekler, özellikle bana esin veren Germencikli Ahmet Doğan ve Saadettin Doğan; bunlar, babaoğul ve Ege’de tanıdığım en büyük zurna ustaları. Onlannkasetlerinidinledim; albümde onlann sesini duyuramadığım için üzgünüm doğrusu. Teknik nedenlerle onlara ulaşamadım. Yine de oldukça başarılı davul zurna üstatlan geldiler Menemen’den, iki parça onlarçaldılar. Benim için albümde davul zurna ile çalınmış zeybeğin heybetli duygusunu insanlarla paylaşmak çok önemliydi. Davul zurnanın dışında, albümde geriye on parça kaliyor. Dokuzunda en az benim kadar emeği olan Çengiz Onural imzası var. Düzenlemeleri birlıkteyaptık. Birparçada da yakından tanıdığımız Mehmet Erenlerkatılıyoralbüme; oda benim için çok büyük bir onur. Ankara’dan alınan o türküyü tesadüfen bir radyo kaydından Mehmet Erenler’in sesinden duydum ve hocaya telefon edip “Bu türküyü, sizin sesinizden albüme almak istiyorum” dedim ve o da bunu gayet olumlu karşıladı. Hem Menemenli müzisyenlerin hem Mehmet Erenler’ in sazı ve sesi hem de bizim CengizOnural ile yarattığımız kendi soundumuzaslındabirçeşitlilik,renklilik, mozaik ortaya çıkardı. Zeybek rebetikoyu, rebetiko zeybeği nasıl etkiledi? Ben halklann değil coğrafyalann müziği olduğuna inanıyorum. Dil ve din öğeleri, tabii ki pek çok değişken ekliyor müziğe; ama dilden önce yöre… Doğu Anadolu’da Kürt, Ermeni ve Azeri müziğinin iç içeliği, Batı Anadolu’da Ege, Rum ve Türk halk müziklerinin iç içeliğine denk düşüyor. Ege’de, 1920’lere kadar Türklerle Rumlann iç içe yaşadığım, sosyal çalkantılarda kaderbirliği içinde olduklarını biliyoruz. Çakıcı Mehmet Efe, nasıl Türklertarafından seviliyorsa, aynı zamanda Rum köylerinin de onu pek sevdiğini, Çakıcı Mehmet Efe’yedair bir değil pek çok Rumca türkü yakıldığını biliyoruz. Bunlar arşivimde kayıtlı.SakızAdası’ndabaşkatürlüsöyleniyor; ama öyle bir müzik ortaya çıkmış ki, bu müzik paylaşılmış ve sıklıkla Rumcasında da Çakıcı’dan bahsediliyor. Albümün çıkış noktası da “halklann değil coğrafyalann müziği” olduğuna inanmam. Bir yandan Türkçe Ege zeybekleri ile büyüdüm, onları çok sevdim. Diğer yandan zamanın ve tesadüflerin getirdiği yer, beni belki Türk müziğinden çok daha fazla hâkim olduğum Yunan müziği gerçeği ile karşılaştırdı. Zeybek karakteristiklerinin bulunduğu, dünya coğrafyasındaki tek bölge Ege ve çevresı. Albümde deyazdım; Türkiye’de yalnız Ege’de zeybek olduğu düşünülür; oysa Ankara’dan Giresun’a, Bolu’ya, Kastamonu’ya, Konya, Eskişehir, Bilecik’e kadar Anadolu’nun Karanfilin moruna AYDAN ÖZ “Dünyanınbütünbölgelerindeyapılan müziklere kendimi açık hissediyorum; fakat çok özel durumlar dışında, yine en çok kendi coğrafyamda ve komşu coğrafyalardayapılan müziği daha iyi özümseyebileceğimi vedahaiyisonuçlarçıkarabileceğimi hissediyorum” diyor Muammer Ketencoğlu. “Sevdalı Kıyılar” ve “Kumpanya Ketencoğlu” ile bizlere taşıdığı müzikal zenginl iğe ve duruluğa yeni bir renk ekledi: “Karanfilin Moruna” yada”Anadolu Zeybekleri”. Ncdcn zeybekler? Seçtiğımızmüzıktürüniinyaşadığımız yöre ile doğrudan bağlantılı olduğunu düşünüyorum. Çocukluğum Ege’de geçmeseydi, bayram sabahları Iznıir Radyosu’ndan duyduğum davul zurna sesi ilgimi çekmeseydi; örneğin lzmir’de değil de Adıyaman’da yaşasaydım, o zamanlar Diyarbakır Bölge Radyosu’nda bayram sabahları ne çalınırsa ona fit olacaktım. Yaşanan yörenin çok önemli bir vesile olduğunu söylemeye çalışıyorum. Adıyaman’da yaşasaydım, Yunan, Bulgar, Yugoslavradyolannıdadinleyemeyecektim. Nasıl ki, Balkan ve Yunan müziği konusunda yaptığım çalışmaların kökeninde, çocukluğumdadinlediğımradyolarveçeşitli tesadüfler varsa, zeybekler de adım adım, yaşadığım yöreden de kaynaklanarakiçimegırdiler. Annemınçocukluğumdasöylediğı zeybekleri, araştırmalarımve en son albümü yapma aşamasırida ona tekrarsöyleterek hatırladım. TRTrepertuvarının zeybek ile ilgili herkösesini taradım. Türkiye’de çeşitli yöreleri hissetmemle ilgili sıralama yaparsak, mutlakabirinci sıra Ege, belki de Trakya olacak. Çünkü, Ege ve Trakya folkloru birbiriy le pek çok ortak özellik taşıyor. Gelclim albümün özelliklerine… Görece bir kavram ama, her geleneksel müziğin kendi sağduyusu var. Geleneksel müzikler üzerine çalışan bir insan, bu sağduyuyuyitirdiğizaman,bilerekyadabilmeyerek o duy gudan kopuyor vey a ortay a, başarısızyadafazlasıylaticari,dolayısıyla duygu boy utu zay ıfbir şey çıkıyor. Zeybekler, benim çalarken en çok mutlu olduğunıalanlardanbiriydiveyıllardırTürkçe müzik söylemememle öne çıktım.